5 Şubat 2012 Pazar

Aslında yargılamakla alakalı


*Birkaç sayfada bir ömrün muhasebesini yapmak, hem tehlikeli hem abes.

***
Hiçbir şey birbirinin aynısı değildir, ama biz benzetiriz.

Bundan yaklaşık bir sene önce suratıma ‘dan’ diye vurdu hiç tatmadığım bir duygu. Belki de yirmili yaşlarımın en derin düş kırıklığını yaşattı bana.
Her şey olmadan önce anlaşılamamak hiç bir problem teşkil etmezken, o duygunun suratıma çarpmasına sebep olan şeyi hissettim; en azından annemin anlamasını istiyordum. Hatta beni öyle bir anlayabilmeliydi ki, bir kaç cümleyi geçmemeliydi söylemem gereken şey. Ama ne oldu?
Olmadı. Kendi kızını, çocukluğunu büyüdükçe besleyen çocuğunu, beni, anlamadı annem. Bilinçaltına küçüklükten itibaren öyle derin işlenir ki anne-kız ilişkisinin mükemmelliği beni hiç kimse anlamasa annem anlar diye güvende hisseden ben, o gün ‘limansız’ kaldım. Sığınamadım. Aklım yettiğinden beri, yaşadığım en küçük olaydan en büyüğüne kadar sınandığım konular hep yalnızlıkla alakalıydı ve ben o ana kadar hakkaten hiç yalnız hissetmediğimi anladım.
Dışarıdan bakıldığında pek de önemli gözükmeyen bu konu içten içe beni bütünüyle etkiledi. O günden sonra verdiğim her kararda, yaptığım her seçimde göz önünde bulundurduğum ‘bir ihtimal daha’ olmasına sebep oldu.

Hiçbir şey birbirinin aynısı değildir, ama biz benzetiriz.
                        
Bundan yaklaşık bir sene önce suratıma ‘dan’ diye çarpmasa da bu sefer, yine ilk kez tattığım başka bir duygu daha yaşadım. Yirmili yaşlarımın en derin ikinci düş kırıklığı da bu olsa gerek.
( Yaklaşık on beş dakika boyunca ellerim klavyede ekrana baktım. Bunu takip eden diğer yirmi yirmi beş dakikalık kısımda ise yazıp yazıp sildim. Anlatmak gereksiz dersem küçümsüyormuş gibi olurum. Anlatmaya hazır değilim dersem, gereğinden fazla büyütmüş olurum. Anlatmak istemiyorum dersem saçma olur, o zaman bilgisayarın başında bu word dosyasıyla ne işin var diyebilirsiniz. Bu kısmı anlatacak kadar yetenekli değilim demek yine en güzeli olacak, ‘suç’u kendi üzerime alırsam her zaman yaptığım gibi, sorun çıkmayacaktır. Sadece neyle alakalı olduğundan bahsedebilirim. ‘İlk gerçek aşk, iki buçuk sene, ayrılık.’ Yeterli oldu sanırım.)

Hiçbir şey birbirinin aynısı değildir, ama biz benzetiriz.

Bundan yaklaşık dokuz on ay önce suratıma ne ‘dan’ diye ne de ‘tıs’ diye çarpan ama beni üçüncü kez baya sağlam şekilde yaralayan başka bir şey daha oldu.
Bunu da kelimelerle özetleyebilirim belki; ‘dost, kazık, karşı saldırı, stres ve zaten elde olanın üzerine yüklenmiş ekstra yalnızlık’.
Benim kardeşim yok. Çevremde çok insan var ama hani derler ya ‘çok kadın hiç kadın’ diye; bendeki de o hesap ‘çok insan hiç insan’. Bu yüzden bu durum da beni iz bırakacak şekilde üzmüştür.

Hiçbir şey birbirinin aynısı değildir, ama biz benzetiriz.


Annemle alakalı farkındalığımdan sonra hayatımda hiç bir şey yapıcı şekilde gelişmedi. Genel anlamda hep yıkım yaşadım. Durumun özeti bu olabilir sanırım.
Gelelim aralardaki ‘Hiçbir şey birbirinin aynısı değildir, ama biz benzetiriz.’ Cümlesinin manasına.
Annemle alakalı o ‘dan’ diye vuran duygudan sonra onunla buna benzer pek çok olay yaşadık tıpkı öncesinde de yaşadığımız gibi. Ama benim aklımda sadece o olay yer etti. İkinci vurucu durumumdan sonra da (önce de) benzeri bir kaç durum yaşadım fakat hiç biri aklımda onun kadar yer etmedi.
Üçüncü durum zaten gündelik hayatta herkesin hergün her an yaşadığı bir durum. Ben de defalarca yaşadım bunu öncesinde ve sonrasında fakat hiç birinde bu kadar üzülmedim.

Söylemeye çalıştığım şu; başkalarının anlattıklarını dinlerken ya da kendi tahlillerimizi yaparken bizler hep mevcut durumu başka durumlara benzetiriz ya, mutlaka bir bağlantı kurarız ve ona göre karar veririz. Ama hiç bir olay birbirinin aynı değildir. Kendi yaşantımı düşündüğümde bile birbirinin aynı gibi gözüken onca olay içinde beni derinden etkileyebilen üç farklıyı bulabiliyorsam ben, kendi yaşantımdaki olaylarımı başkalarının olaylarıyla bırakın eş tutmayı denk tutmak bile haddime düşmez. Bu yüzden kimseyi yargılamam, kimsenin de beni yargılamasına müsaade etmem. Sonuçta;

Hiçbir şey birbirinin aynısı değildir, ama biz benzetiriz.

***
Nilgün


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder