-Başka türlü
davranmamı beklemezdim.
+Bir şeyler
hissetmiş olmalısın.
-Elbette. Ama
göstermedim.
+Hiç mi? Bütün bu
olanlar çok saçma. Birinin sana değer vermesi...
-Başka bir çağda
yaşıyorum.
+Ben de aynı şeyi
söylüyorum. Sana pek bir yararı yok. Rol yapmak bile tepki vermek demektir. Bir
oyuncu olsaydın ve yönetmen sana ‘tepki verme’ deseydi; ilginç bir karakter
yaratman çok zor olurdu. Kendini evet ya da hayır diyen bir kukla bile
zannedebilirdin.
-Zor olurdu ama
biliyorsun bu zaten oldu. Tepki vermeyerek ilginç ‘bir kaç’ karakter
yaratabilen tek kişi bile olmam mümkün.
+En
başında, ne kadar heyecanlıydın, hatırlasana. Etrafına yaydığın o sevinç..
Küçük çocuklar sana bayılırdı. Hepsinden daha küçük
olurdun onlarlayken. Suç ortakları olman nasıl da hoşlarına giderdi.
-İşte bu, şu an
sadece hayalini kurabildiğim türden bir yaşam biçimi. Hem o kadar sade, hem de
o kadar şatafatlı ki.. Ben mutluluk diye buna derim!
+Neyse.. Hala
kendinin farkında değilsin; hiç değişmemişsin ve sanırım değişmeyeceksin..
-Değişim
kaçınılmazdır.
+Nesin sen, Leydi
Jemima mı?
-Hayır, sadece
savruk.
Nilgün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder