30 Haziran 2014 Pazartesi

yarı yarıya

Gitmek de bir seçimin yarısı, kalmak da.

Çok uzun bir hayat yaşamadım. Tecrübelerimi kağıda döksem ve odalara dizsem tomar tomar, uçsuz bucaksız bir görüntüyle karşılacağımı da iddia etmiyorum. Kendimce yaşadığım bu hayattan çıkardığım bir gerçek var ki, o da her şeyin yarı yarıya olduğu. Mantık ya da kalp, rehberin hangisi olursa olsun bir tarafın kazanıyor, diğer tarafın kaybediyor. En garibi de kazandım dediğinde gerçekte kaybetmiş olma ihtimalin de yarı yarıya. Kaybettim diyerek hüzünlendiğinde gerçekte kazanmış olma ihtimalin de yarı yarıya. Asla bilemiyorsun. Kimse benim karşıma çıkıp doğru olanı tanımlamaya kalkmasın. Kimse hiçbir şey bilmiyor. Kabullenilmiş bilgiler üzerine kurduğunuz teorilere inanmıyorum. Doğrularınıza ve yanlışlarınıza itaat etmiyorum.

Hayır olandadır dedi birisi. Düşünceler içinden çıkılamaz bir hal aldığında, ilahi bir güce ve onun hayrına sığınmak yorgun ruhlarımıza yetişen  'hızır'.

Diyorum ki, her şey hayal ettiğin gibi değilse daha sona gelmemişsin demektir. Yani yolunda devam et. Ben yolumda devam ediyorum.  Kolay vazgeçenlerden olmamak lazım, biraz sabır lazım. Gözden geçirmek lazım, biraz yavaşlamak lazım. Yine de sona geldim dediğinde mutlu değilsen en azından gönül rahatlığıyla yanlış yaptım diyebilirsin. Senin yanlışın olur. Başkalarının yanlışının bedelini ödemekten iyidir.

Ne olacak bilemiyorum. Kimse bilmiyor. Asla bilemezler.


Nilgün.




3 yorum:

  1. Gitmek güzeldir.
    Kalıp bir sirk maymununa dönüşmektense hayatınızda, Kalıp suratımızı boyamaktansa, Kalıp "geride kalan her şeye" tahammül etmektense; Gidilmelidir. Gitmek güzeldir.
    Madem sen şiirsel bir başlangıç yaptın bende şiirsel bir girişle fikirlerimi aktarayım sana :)
    Şimdi burda sana ne kadar haklı olduğunla ilgili methiyeler düzebilirim fakat ne gereği var ki...
    Sana defalarca yanlış seçimler yapmış defalarca gitmeyi seçmiş ve defalarca geride bıraktıklarım hala ordamı acaba diye düşünmüş biri olarak cevap veriyorum.
    Kutuplarıyla yaşadığımız şu dünyada; küresel imparatorluğun en yüksekte olduğu ama beraberinde düşüşe geçtiği şu dönemde bizler yitik insanlarız. (tabi bu biraz kendini nasıl tanımladığınla da ilgilidir)
    Düşünmenin yasaklandığı insanların (toplumun genelinden bahsediyorum) bilginin tehlikeli dünyasına doğmuş çocuklarıyız çünkü. Ne yazık ki onların kuralları, doğruları ve yanlışları daha baskın. Bu durumda da gitmenin güzelliğinden bahsedebilir miyiz sevgili düşünür? Peki insan kendinden ne kadar uzağa kaçabilir? İçsel düşünce savaşımızın galibi kim olucak?
    Her önermenin bize sunduğu sonuç farklı olsa da ortak noktalarından bi kazanım elde edebiliriz belki. Gelelim kazanç konusuna bizler sürekli yarıştırıldığımız hayatımızda yitik insanlar olduğumuz kadar kupaları verilmeyen şampiyonlarızda, nihayi savaşı kazanıp gözlerimi duygulu gözyaşlarıyla açmadık mı. :) Bi şampiyon olduğunu unutma ve kazandığın şeylerin somut eksikliğini hissetme. yine de düşünmeye ve sorgulamaya devam et, kurallara karşı gelmeye devam et :) espri arkadaş hayat; sadece neresinde güleceğimizi anlayamadığımız zamanlar olur arada. Bazen kulağımıza gelen ezgilerde "o an"ları hatırlayıp güleriz geç olsada. Standart tavsiye mektupları gibi olsun istemezdim ama biraz öyle oldu sanırım. Neyse koyver gitsin. netice de senin hayatın bence hayal kurmaya da devam et çünkü hayat her zaman gülünecek yeni espriler fısıldamaya devam edicek. Bi sonrakini kaçırmaman dileğiyle esen kal :)

    YanıtlaSil
  2. Bazen gitmek gerekir, bazende kalmak.. hayat tek düze değildir, inişli çıkışlıdır.. yaşanması gereken yaşanır..

    YanıtlaSil
  3. Hayatin siradanlastigindan dem vuruyor insan.Aslinda anlamiyor siradanlasanin kendi oldugunu. Bazen korkuyor insan yeni yollardan bazende herseyi birakip gidebiliyor ardina bakmadan. Kalmak veya gitmek birbirinden farksiz olmayan mastarli fiiller adlinda. Onemli olan o kararin tercih meselesi olmasi veya senin aklina gelebilmesi. Sanslarin yari yariya olmasi ayri mesele. O yol ayriminda kalmak da ayri mesele...

    YanıtlaSil