8 Kasım 2014 Cumartesi

yol nereye gideceğini bilir

Hissettiğimiz her duygu, mantığımızla aynı yönü göstermeyebiliyor. Bu nadir durumlarda kendimizden şüphelenip, bir takım sıfatların yakıştırmasını giyinebiliyoruz.

Hayatımız kendine bizden bağımsız dönemeçler edinip, yolumuzun kaderine ortak olarak bizi de peşinden sürüklediği içindir ki, bizler o nadir durumlarda kendimizi önce yaftalıyor sonra da sorguya çekiyoruz.

Bu yol dediğimiz çizgi üzerinde ilerlerken her seçimi biz yapmıyoruz. Bazen sadece bizim seçmemiz yetmiyor. Doğru zamanda, doğru yerde ve bazen de mevzuya bağlı olarak doğru kişi tarafından seçilmemiz gerekiyor. Bu koşullar oluşmadığında, seçtiğimiz yol ilerlediğimiz yol olmasa bile, o yolda ilerlemek durumunda kalıyoruz. Doğru olan da ilerlemektir zaten, durmak değil.

Bir zaman sonra, ki buna kaderin cilvesi derler, bir an geliyor ve yine aynı seçimi yapmanız gerektiğinde o hayat dönemecinde, şaşırarak görüyorsunuz ki önceden zorunda kalarak ilerlediğiniz yolu bu sefer bile isteye ve seve seve seçen kişi oluvermişsiniz.

Demem o ki, bazen bırakın yolunuz seçsin dönemeçlerdeki alternatifleri, ve eğer istediğiniz gibi olmuyorsa bir seyler, siz yolunuzun seçimlerine güvenin. Durmayın, ilerleyin. Yol nereye gideceğini çoğu zaman sizden iyi bilir. :)

Nilgün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder