Hatalar yapıyoruz. Kırıyoruz, incitiyoruz. Yıkımlar yaşatıyoruz.
Ağlatıyoruz. Suçluyoruz. Yargılıyoruz. Her zaman bizim için birşeyler
yapılmasını bekliyoruz. ‘Poh poh’lanmak, alkışlanmak istiyoruz suçlayarak,
kırarak, haklılığımızı kanıtlama çabası eşliğinde.
Sonra kendimizi yapayalnız bulduğumuzda; yıkılmış, yıpranmış
çökmüş ruhumuza baktığımızda, yine başkalarını suçluyoruz. Onlar yaptı demek
hep işimize geliyor.
Biraz sorumluluk almak gerekli. Nedenleri, nasılları
düşünmek gerekli. Kendini tanımak, ne istediğini bilmek, anlamlı yaşamak
gerekli. Kırmayan insan kırılmaz. Aldatmıyorsan
sadakat görürsün. Kendini eleştirebiliyorsan suçlanmazsın. Suçlamazsan, kendine
döndüğünde vicdan azabı duymazsın. Ne yaparsan yap, hata yapmaktan kaçamazsın
çünkü insansın, yapabileceğin şey ise bunu en aza indirgemek.
Affetmeyi öğrenmek lazım. Affetmeye kendinden başlayarak. Deneyimlediğin
hiç bir şey üzerine yapışıp kalmaz. Yeterki kendini affedebil. Çöpleri zihninde
biriktirme. Çöz, affet ve at gitsin. Her zaman arındır zihnini, temizlen,
tazelen. Sen bile hata yapabiliyorsan, o da yapacak. Şaşırma. Yıkılma. Yazma bunları,
tutma kenarda, affet ve gitsin.
Geçmişini temizle, yaşadığın anın farkında ol ve gelecekte
ne olacağını izle.
Mutlu olacaksın.
:-)
Nilgün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder