Hedef mantık
çerçevesinde mutluluk arayışı diye direttikçe, kendimi mutsuz olacağım gerçekleri
kurcalarken buluyorum.
Oysa ikisi de çok
saçma. Birilerine benzememeye çalışmak da tıpkı benzemeye çalışmak kadar
gereksiz ve köreltici. Mantık çerçevesinde mutlu olmaya çalışmak diye bir
dünyanın var olmadığını ergenlik öncesi çocuklar bile biliyor artık.
Öğrendiğimde mutsuz
olacağım gerçekleri kurcalama meselesine gelince, bu kendimi bildim bileli
engel olamadığım en berbat yönüm. Engel olduğum durumlarda ise o gerçekler hep
gelip önüme döküldü, serçe parmağımı bile oynatmamışken hemde.. Bu belki de
biraz kader meselesi. Eskiden acıdan hoşlandığıma dair şüphelerim vardı ve bu
durumu ciddi ciddi düşünüp kendimi uzak tutmaya çalıştıkça daha çok saplandım
acıya. Çünkü ben ondan hoşlanmamayı seçsem de sanırım o benden hoşlanmaktan hiç
bir zaman vazgeçmedi. Benim sadık yarim yüreğe binlerce iğne batıran ama
öldürmeyen o acılar. :)
Belkide tüm
bunların sebebi, çok mutlu bir anda sorduğun bir soruya istediğin cevabı
alamamış olmak. Ve belki de o cevaptan kendi isteğinle feragat etmen. Senin
için öyle değilse bile benim için öyle, en azından bu gecelik. :) O cevabı
alsaydın, ya da sen cevabı beklerken seni vazgeçirecek o sessizlik oluşmamış
olsaydı, kucağına düşen gerçek, seni üzemeyecekti ve sen gülümsemeye devam edecektin.
Yazık ki öyle olmadı ve sen bunları yazıyorsun, yani ben :)
Belki bir
programda izledim ya da bir kitapta okudum, emin olamıyorum, ki zaten lisedeki
edebiyat hocam bir bilginin kaynağını hatırlayamıyorsanız o bilgi artık
sizindir derdi. :) Hatırladığım şey mantık, mantıksız davranış ve aşkın birbiriyle
‘olumlu’ alakasıyla ilgili. Satranç oynayan bir çift düşünün. Erkek kadının
atını alması gereken bir hamle yapmak üzere ve kadın o atı çok seviyorum lütfen
alma diyor. :) Erkek başka bir hamle de yapabilir ama atı alması çok daha
avantajlı; yine de atı almıyor. Bunun adına aşk diyorlar. Mantıksız davranıyor,
belki oyunu kazanacağını kesinleştirecek o hamleden vazgeçti ve belki de bu
onun kaybetmesine bile sebep olabilir ama kadını kazandı. Aslında burda satranç
kaybetti, aşk kazandı :)
Tek bir cümle: Her
zaman olmasa da; arada sırada satranç kaybetsin istiyorum.
Nilgün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder